Çok sevgili okurumuz bay ripley Tucson'lardan yazdı:
bay ripley (temsili) |
Karşılaştırma yok diye tutturduk, adam gitti başka dizide harika bir role büründü, ama unutamıyorum okuyucular ve tutamıyorum kendimi. İşte ilk tespit: Bu bölüm gösterdi ki Behlül’den kötüleri varmış, adı da Mustafa’ymış. Bu satırları kendisinin evi yakmasından önce yazmış olduğumu da belirtmeliyim.
Ama biz esas ne gördük biliyor musunuz? Yöreoğlu Kardeşler yalnızca zengin sevmiyor, ayrıca eli kolu bağlı erkek karakter seviyor. Aciz, hayatına etrafındakilere göre şekil veren, uçkuruyla başına açtığı belalara bir türlü çözüm bulamayan erkek karakterler… Bir ‘pattern’ varsa Yöreoğlu kardeşlerde, bu zayıf erkek karakterler bunun bir parçası.
Dizinin geneline bakınca, şunu söyleyelim, zengin karakterlerin yüzlerine artikülasyon gelmiş. Özellikle kadın karakterler hüngür hüngür ağlamakla girdiler hayatımıza, bakalım oğluşlarının yaptıklarına daha başka nasıl tepkiler verecekler.
Yenge ise çığrından çıktı. Kötülükte, iş bilirlikte sınır tanımıyor. Peki sonu nasıl olacak sizce? Kendisini yine bir felçle mi uğurlayacağız hayatımızdan? Yöreoğlu kardeşlerin ‘kötüleri’ cezalandırma şekillerinde çeşitlilik bekliyorum, zira bu dizide kötü sayısı oldukça yüksek.
Gelelim tecavüze. Hukuki saldırımı sınırlı tutacağım: Sperm örneği alınmadı mı? Orada savcı yok mu? Biri bana bunları anlatsın daha sıkıcı olmasın yazılarım.
Son olarak… Tecavüz demişken… Bu bölüm gösterdi ki tecavüzcünün arkasında her zaman koca bir toplum vardır. Tecavüz eden hapın, tekilanın etkisinde olsa bile kendinden emindir, uygun şartlarda arkasında ona destek olacak bir sürü insan bulunur. Kimileri de Ebe Nine gibi çırpınır, ve hatta bazen ikna da olur. Bence oturup bunu düşünelim, Fatmagül bizi üzmeye devam edecek nasıl olsa.
2 yorum :
arkadaşım bu ne biçim iş? bu blog neden anadolu'yu doğudaan batıya fethetmiş, son durağı denizli olmuş ve üremeye bu noktada son vermiş saygın bir soy olan gedizlioğlu soyunun nadide çiçeği deniz'in tekelinde olmaktan çıktı? neden elin gavurunun eline düştü? cık cık cık. neyse. şu adli tıp olayını ben de hep düşünüyorum, hatta başka işim olmadığından en çok düşündüğüm şey bu bile olabilir. bu kızdan nasıl sperm örnekleri alınmaz, aklım hafsalam almıyor. ben beklerdim ki alınsın, kerim'in de spermine rastlanmasın. olmadı. başka da diyeceğim bir söz yok, maalesef taşeron yazara katılıyorum.
sevgili başak, sözlerime başlarken şunu belirtmek istiyorum: beyliklere uzandığı anlatılan bahsettiğiniz soyun son üreme durağı biliyorsunuz ki türkiye'nin 3. büyük şehri olan izmir'dir.
bay ripley'e gelince, evvela wannabe-gavur da olsa insan insandır. ondan başka, fatmagül hakkında bir tv bloguna yazan tek akademisyen kendisi.
Yorum Gönder