25 Şubat 2013

Downton Abbey, Mr. Pamuk ve Yabancı Basında TÜRKLER


Şu yaşıma geldim, hâlâ yabancı bir filmde, bir yerde Türk çıktı mı çok heyecanlanıyorum çocuklar. Utanmıyorum goddamit!

Başlamadan son bir şey: Evet, ben de onu DOWNTOWN ABBEY sanıyordum........... 

Meraba. Bugün bir çılgınlık yapmak istedim ve yepyeni bir dizinin başına oturdum sevgili okurlar. Çok etkilendiğimi söyleyemem. Maggie Smith'in yine Maggie Smith rolünde oynadığı bir İngiliz dönem dizisi. Herkesin biraz fazla sınıf bilincinin olması dikkatimi çekti. Sanıyorum sınıf çatışması dizimizin önemli bir damarını oluşturuyor. Kimlerden taraf tutmamız lazım acaba, zenginlerden mi, daha az zenginlerden mi? Yoksa, yoksa hiç kimse tamamen haklı ya da tamamen haksız değil mi bu dizide? Trrrt, hiç de yemem bunları, sinsilik istemez! Şimdilik Lord'un kızlarını karşılaştırıyorum, yine vakit geçmiyor değil. Küçük biraz iri kemikli. Ortanca da yazık pek çirkin yavrum, talihsiz. O kendi güzel ama dişleri çirkin Mary'nin de keşke dişleri o kadar çirkin olmasaymış diye düşünüyorum sık sık.

Sonra tabii sen ben ”Türk ateşe” lafını duyunca koltukta bir doğrul? Sevgili okurlar, film bittikten sonra set ekibi listesinde Türk adı var mı diye bakan o insanım ben hâlâ. Ki, çok da haklıymışım, zira Türk ateşesi Kemal Pamuk gerçek bir ”CHARMING” evlâdı çıktı. 

Saç enseyi geçmesin.


Herr Pamuk, gördüğünüz gibi biraz Avrupa'larda büyümüş diplomat çocuklarına benziyor. O Nobel ödüllü soyadını da asimile bir insan olduğu için kendi kendine koydu sanırım, çünkü 1912 senesinde bizde Türkiye diye bir şey olmadığı gibi henüz soyadı da yok. (Gedizlioğlu. Benim soyadım meselâ, dedemin babası Gediz nehri tarafında ticaret yaparmış ordan. Umarım kitap okumayı seven biridir.) Zaten bu çocukta o dönem Avrupa'ya giden Türklerin aşk romanlarında okuduğumuz mahzunluğundan, garibanlığından hiç eser yok. Aksine tam bir piç. Behlül'ün Hariciye Nazırlığı'nda işe girmiş hâli. Bunlara Mekteb-i Sultani'de İngiliz kırsalında tilki avı yapmayı da mı öğretiyorlar, bu rahatlık, bu atılganlık, bu değirmenin suyu nereden acaba? 
”Are you joke, Herr Pamuk???”
Kız da etkilendi, haklı olarak. Sonra Herr Pamuk gay uşağa yüz verecek mi diye biraz heyecanlandım ama onu da yapmadı, İngiliz Kemal. Bence yapsa daha eğlenceli olurdu ama iki bölüm üst üste Mary'ye gizli gay bir adamın görücü gelmesi hoş kaçmazdı, ısrarcı değilim. Türk-denince-akla-gelen-Türk olmasın diye hususi çaba harcanmış olduğu gözlerden kaçmıyor elbette. Aman boşuna zahmet etmişsiniz be bebişim, çok da bir mahzuru yoktu bence. Şu Bora'yı görünce göğsüm filan kabaracak değil herhalde? İşte bu Bora hâlâ çay filan içerken ben düşüne düşüne, taa seneler öncesinden gerçek bir Türk'ü hatırladım.

ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARI: THE QUEST (1996)

Gecenin ikisinde izlenen vurdulu kırdılı filmler... (kalp!) Bu filmi ilk defa izlediğimde 14 yaşında filan olmalıyım, kaç sene geçti aradan, hâlâ o tadı başka bir şeyde duyabilmiş değilim. Van Damme'ın dolandırıcı dostlarını kurtarmak için tuhaf ve çok gizli bir dünya turnuvasında dövüştüğü film. Dostluk, sadakat, vefa... Yani duygusal. Tabii filmi muhteşem yapan esas şeyin dövüşçüler olduğunu söylemeye gerek yok; her biri geldiği memleketin gerçek birer temsilcisi olan koca koca adamlar, yani iskoç etekli iskoç, parmak arası terliğin içine beyaz çoraplı Çinli, sumocu Japon vs. vs. Şiddet içeren bir tür TRT 23 Nisan Özel Programı gibi de düşünülebilir. ”Sıradaki karşılaşma: Japonya-Türkiye!” Filmin ortalarında bu anonsu duyduğum an yaşadığım heyecanı tahmin edebilirsiniz. Türk nasıl bişeymiş acaba, diye ekrana yapıştımdı.

Ve işte the Türk:


Tam bir ”Hakan” değil mi?.. Filmin Downton Abbey'le aşağı yukarı benzer dönemlerde geçtiğinin altını çiziyorum. Şimdi size soruyorum, Herr Pamuk mu Türk, Hakan mı? Benim oyum Hakan'dan yana dostum. 

Ne yazık ki Hakan, Sumocu Japon'un karşısında ayakta duramadı. Bir göbek darbesi, ülkemizin onurunu yerle bir edip Uzakdoğu'ya bizi kötü göstermişti sevgili okurlar. Ülkemizin acı talihini belgeleyen bu resimle sizlere ve bilhassa Hakan'a veda etmek istiyorum. Güle güle Hakan...

1 yorum :

Adsız dedi ki...

Downton Abbey, Nisan ayında SinemaTV'de başlayacakmış ilk sezon bölümleriyle... ÇOk güüzel bir haber