Müjdeler Olsun İlk GLEE Yazımız

Seni seviyorum,

Seni istiyorum,

İşte söylüyoruum dinlee,

Sana ağlıyoruum,

Her an yanıyoruum,

Sana söylüyoruum DİNLEE.

Bahsi yüksekten açıyor ve işte söylüyorum: "Dürürürü" diyen gerilim müziğine kurban olurum, bu benim hayatımda gördüğüm en tatlı dizi!


Glee'nin ilk sezonunu demin bitirdim arkadaşlar o kadar duyguluyum ki. Çok çok yakın bir zamanda haftalık bölüm değerlendirmelerine de girişeceğiz; "Schuester bir kere de başkasına söylet" diyeceğiz, "Allahına kadar Sue Sylvester" diyeceğiz, bunlar yaşanacak, ama şimdi lütfen karakterler hakkında iki çift söz söylememe müsaade edin.

-Keklik türküsünü biliin mi gardaş? Çaal!

Tanıştırayım kendisi benim yeni televizyon idolüm. Sue senin en çok neyini seviyorum biliyor musun? Öfkelenince koridorda yoluna çıkan öğrencileri duvara savurmanı, evet bunu. 50 yaşına geldiğimde sanırım bunu yapamamış olmak en büyük pişmanlıklarım arasında olacak. Tamam Schuester'ın orada olup sana karşı çıkması, Glee Club'ı koruması falan gerekiyor biliyorum. Ama sen her seferinde o düdüğün gür kıvırcık saçlarına söyleyecek yeni bir şey buluyorsun ya, sanki dünyalar benim oluyor. Schuester'ı da şöyle böyle seviyorum ama dediğim gibi o bir düdük.

Emma.

Gerçek insan mı ya bu? Bence değil. Bence çizgi filmden gelmiş. Veya belki de insan kılığındaki bir pasta kremasıdır. Sevişememesinin esas sebebi bence bu; pasta kremasıysan sonuçta sevişemezsin. Sue ya, bebeğim insan sarrafı olduğu için bu durumu derhal çakozladı. Her yerde bangır bangır Madonna çaldırtarak okulu ayaklandırmaya karar verdiği "Power of Madonna" bölümünde, kendi odasında neden müzik çalmadığını merak eden Emma'ya şöyle bir baktı, "Sen Madonna gücünü hak etmiyorsun." dedi, "O yüzden senin hoparlörüne giden bağlantıyı kestim."

Glee çocukları, neredeyse hiçbirinizi sevmiyorum ama aynı zamanda size bayılıyorum bu nasıl oluyor? Yalnız grup kötü. Anladık özgür ruhlarsınız, asker gibi dans etmiyorsunuz falan da bu Yırtık Rahibe 2 tavrının ömrü kısa ben demiş olayım. Şimdi size tek tek
konuşucam:

Rachel, şarkı söylerken yaydığın Işın Karaca enerjisi beni gerim gerim geriyor bunu bil. Fakat ben şimdi ağlak bir nine oldum ya, annenin seni resmen şutladığı "Poker Face" sahnesinde sana da ağladım yavruum. Bu anne-kız meselesi oldum olası bana çok dokunmuştur. Yıllardır annesini merak eden 16 yaşında bir kız çocuğu, annesi ona geldi zannederken kadın "Sen çok büyüksün, ben seni tanımıyorum" desin, bu yapılmaz arkadaş. Ve Shelby, allahım o kadar iyi bir anne-kız olurdunuz ki. Ama sen tuttun kendine yeni bir bebek buldun, kalbimi paramparça ettin. Sırf senin yüzünden Rachel'ı fazladan sevmeye başladım ken yu bıliyv dis?

Finn, tam bir BOY BAND'sin. Ama çok şaşkoloz bir halin var seni sevmekten kendimi alamıyorum.

Quinn, burnundaki eti aldırdığında bence Britney Spears'ın Toxic Klibinden Önceki Hâli havan da biraz azalacak, bunu düşün derim. Britney Spears demişken, Brittany çok iyisin bebeem!

Kurt, evde Beyonce'nin Single Ladies klibini oynarken seni gördüğüm andan beri bir şovun başı da sen ol diye bekliyorum. Sırf bunun için o Schuester'ın allah belasını verebilir. Hadi arkadaşınızı alkışlayalım, bu sinerjiyi kaybetmeyelim ayaklarını iyi biliyor ama Rachel-Finn-Mercedes'ten başkasına solo vermeyi aklına getirdiği yok. Mercedes. Hiçbir şey söylemeyeceğim, yalnız rica ederim bağırma.

Tekerlekli sandalyeli çocuk, tekerlekli sandalyenden başka gerçekten hiçbir numaran yok. Çık lan bu diziden.

Son olarak, iyi niyetli bir adamcağız olmasına karşın vampirlere gerçekten inanmasıyla sonsuza dek hafızama kazınmış olan Müdür Figgins, Sue'yla evlensene.

Glee'yi portföyüme katarak TV benim canım'ın SES'ini de yükselttim farkında mısınız? Haydin gene iyisiniz. Beyaz Türkizm içimizde. Hadi baay.