9 Şubat 2014

Dosya: Denizci Çocuklar (OKUYUNUZ)

Eskileri ısıtıp ısıtıp yutturmaya çalıştığım bir başka dosya çalışmasında daha birlikteyiz değerli TV benim canım severler. Bişey dicem bana televizyon alsanıza ya. Sevindirin şu yavruyu hadi be hacı ya :/

Konumuz: Denizci çocuk kıyafeti.
Neden: Çıksiviyorum ^_^

Olaylar, bu sabah gitar çalan  minik Koreli sapıkların videosuna tıklamamla başladı. Küçük arkadaşların liyakat ve ciddiyetlerinden gerçekten çok hoşlandığımı söylemeliyim. Kurban olsunlar bu gençlere. Lâkin burada esas tavlandığım şey, oğlancıkların üstündeki denizci kostümü oldu. İtiraf edeyim ki üniforma giymiş çocuklara bakmaya asla doyamıyorum. Acaba ben faşist miyim? Yok be değilimdir heralde. Ama bazen düşünüyorum ki keşke bir yetimhanem olsa, içinde minik tatlı çocuklar yaşasa, onlara hep denizci kostümleri giydirsem ve sonra büyümesinler diye sabah akşam kırbaçlasam, çünkü bunlar büyüyünce üniforma götüm gibi olduğu için.

Bu dosyanın geri kalanında beni faşist edenleri inceleyeceğiz arkadaşlar.

#1 Sezercik... Sezer'imiz...
Denizci kostümü deyince hep aynı bayram sabahı gelir aklıma... Sezercik Yavrum Benim'de Hülya
Koçyiğit, Sezer'e bayramlık almış tamammı. Sezercik bembeyaz minik bir denizci kıyafeti içinde geliyor. Ana-oğul, ileride Sezer'in annesini güller gibi yaşatacağından bahsedip mutlu oluyorlar. Bu mutluluğun önündeki tek engel olan Erol Taş'ı yanlarına almayacaklar tabiyki de. Sezer, "O adam gelirse, onu bi tekmede kovarım annecim" diyor. İşte tam o anda Erol Taş içeri giriyor. "Öpiyim babacım!" diye eline yapışıyor Sezer, çünkü Erol Taş'ı tekmelemek için henüz küçük. Bizim gibi, Erol Taş da denizci kostümünden gözlerini alamıyor:

- Bu elbiseyi kim aldı?
- Ben. (Hülya dedi bunu)
- Nasıl? Hangi parayla?
- Biriktirmiştim.. Çok ucuza aldım. İşportadan!
- Benim ekmek yemek için verdiğim parayı sakladın demek. Belki de cebimden çaldın!
- Çalmadım! Bırak bu çalmak lafını, iğreniyorum!
- Ben de iğreniyorum, ikinizden de bıktım usandım! Çıkart ulan şunları, bi daha giydiğini görmeyeyim! Hadi koş bayram yerine. Milletin cebine daldır ellerini! Hiçbir şey yapamazsan şeker sat. Durma hadieeh!

-SONUÇ-
:(

#2 Eski Amerikan Filmleri
Eskiden, Adam Gibi Adam'ın Kelime Yarışması'nın tekrarları yokken, haftasonları televizyonda böyle çiçek gibi giyinmiş lüle lüle saçlı çocukların olduğu Amerikan filmleri yayınlanırdı. Bunları muhterem anneciğimle beraber izlerdik. (Kendisinin bugün sadık bir ARKA SOKAKLAR izleyicisi olmasına bir türlü inanamıyorum.) Denizci kostümleri elbette havalarda uçuşurdu. Aklımda kalanları sayıyorum:

POLYANNA
Bu filmi izlerken biraz gıcık olur gibi olduğumu hatırlıyorum. Kitabı okuduğumda, Polyanna'ya üst-baş dizildiği zaman o kadar hanım bir kız gibi giydirdiklerini düşünmemiştim hiç. Fırfırlar, koca koca etekler; kız muzlu doğumgünü pastası gibi geziyordu devamlı. Bir tek denizci kostümü işte ehh, onu da unutmadım çünkü tam bunu giydiği sahnede elektrik mi kesildi, babamın filmi mi başladı, artık ne olduysa gerisini göremedim. Fakat Hayat Sevince Güzel'de izlediğim kadarıyla kız sonunda sakat kalıyor.





KÜÇÜK PİRENSES



Şimdi bakıyorum da, şunun şu sahte suratına ben nasıl kanmışım ya rabbi. Bir de diyorlar ki, Ayşecik'i Shirley Temple'dan uydurmuşlar. Ayol, Ayşecik bunun yanında bir vakurlar kraliçesi sayılır. Her filmde de böyleydi bu kız ha. Her duygusunda aşırıydı; sevinçse sevinç, acıysa acı. Ama bu filmi çok sevmiştim. KAHRETSİN. Paragöz Müdire kızı fakir düştü sanıp hep hizmetçilik ettirdi de, sonra kız meğer hâlâ çok zenginmiş. Onun üzerine kaydını okuldan aldırdı mı, aldırmadı mı, artık orasını hatırlamıyorum. Filmde kızın gönlünün de bir o kadar zengin olmasından etkilenmek gerekiyordu ama benimkisi sanıyorum denizci kız kıyafeti yüzündendi.




ANNELERİNİ 
BARIŞTIRMAYA ÇALIŞAN İKİZLER
Mişel'lerin ve birbirinin yerine geçen diğer bütün ikizlerin anası olan bu film de yine Polyanna'yı oynayan kızın filmiydi. Ben tabii ilk başta kısa saçlı olanı seviyordum, çünkü öbürünün şu saçına bakar mısınız. Ama sonra birbirlerinin yerine geçtikleri için o da saçını kestirdi. Bizde bunu Ayşecik Yuvanın Bekçileri diye çekmişlerdi, ama yuvanın bekçileri ikiz değildi, Ömercik'le Ayşecik yer değiştiriyordu, sonrasında anne babalarını barıştırmak için birtakım şaka ve komiklikler yapılmıştı. Ayrıca Ayhan Işık'la Belgin Doruk'un da birlikte son filmidir. Kültürlenin biraz.

NEŞELİ GÜNLER
(OFKORS)

Albay bir babanın zıpkın gibi yetiştirdiği çocuklarının, hoppa ve kimin nesidir bilinmeyen fakir bir kızın elinde ziyan oluşlarının hikayesi. Soldan üç adet sayarak artık neredeyse kapılardan sığamayacak olan büyük evlatlara bakarsanız yetimlerimi neden kırbaçladığımı da anlayabilirsiniz sanırım.

Hemen aşağıda bunun Türk versiyonunu görmektesiniz: Sen Bir Meleksin. Albayımın iyi beslenmiş evlatlarıyla kıyaslanınca mülteci gibi gözükmelerine karşın tohuma kaçan çocuklar sorunu burada da mevcut. Biraz da sevimsizler Allahım günah yazmasın. Sanırım Ediz Hun da kendi evlatlarından tiksindiği için bunları denizcilikten yavru kurtluğa düşürmüş. Ne yazık ki bu filmin tamamını hiç izlemedim çünkü şunların şu hâline bakarken bana aşırı utanç basıyor. Allahım kusuruma bakmıyosun di mi.


#3 Bütün Japon Çizgi Filmleri
Kız ben de hep düşünürdüm niye bütün çizgi filmlerde aynı şeyi giyiyor bu kızlar diye, meğer Japonların okul kıyafeti denizci kostümüymüş ya o? İşte memleket gibi memleket! Fakat biz doğruca işin membaına gidecek ve denizci kıyafetini göreceğimizden emin olduğumuz türden bahsedeceğiz: Havai bir kızın baş rolde olduğu dönüşmeli diziler.

Hemmen söyleyeyim, benim bu tür içinde kişisel favorim Sihirli Kurdele. Çünkü havai başkız rolündeki Himeko'yu kendime çok yakın hissediyordum. Denizci kostümüne ek olarak sivil hayatta giydiği bahçıvan pantulundan bende de vardı. Ayrıca önce yakışıklı bir büyük abiye hayran olup sonra sürekli didişilen çocukla yakınlaşma klişesini de çok severim.





























"Kirikavatte oşkiyato" 

AYIN GÜCÜ ADINA SENİ CEZALANDIRACAĞIM!

Türün ağa babasının Ay Savaşçısı olduğunu sanırım hepiniz biliyorsunuz, bu toprağın çocuğuysanız ve eşşek değilseniz.

Ay Savaşçısı'nda en son, saymadım 7-8 tane gezegen savaşçısı olmuştu galiba ve bunların hepsinin, dönüştükleri zaman bile mini etekli ve daracık da olsa denizci kostümleri içinde dolaşmasını her zaman takdir etmişimdir.


Burada Mişiru'yla Haruka'dan özel olarak bahsedeyim. Cnbc-e'miz olmadığından dolayı televizyonda gördüğüm ilk lezbiyenlik olmasının yanı sıra, bence bunlar dünyanın en cool çiftiydi. Zaten bu ikisi Ay Savaşçısı'ndaki genel Kampüsistan kafasına pek katılmazdı, bayağı ağır takılıyorlardı, BAYAĞI, demek istiyorum. Üzerlerinde gördüklerimiz ise haşa okul gömleği filan değil, genellikle şu minvalde oluyordu:















VE ONLAR BİLE, kirikavatte oşkiyato zamanı geldiği zaman, nazlanmadan denizci gömleğinden bozma kostümleriyle gezegen savaşçısına dönüştüler. Hep butch ve aşırı havalı kılıklar içinde gezen o ağırlar ağırı Haruka bile giydi, ki o beni bayağı tutar. (Bir keresinde resimlerine bakıcam diye Youtube'daki bütün fan videolarını izledim ve bu videoların çoğunda ne kadar vıcık vıcık şarkılar çaldığını düşünürseniz durumu daha iyi kavrayabilirsiniz.)

#4 Luz Clarita
Latin Amerikalı kardeşlerimizi de elbette unutmadık. Bunlar da ben ve Japonlar gibi üniforma olayından epeyce hoşlanıyorlar. Luz Clarita ise hem üniformalı, hem yetim, hem de üniforması bayağı denizci elbisesine benziyor.

Luz Clarita'nın annesinin hafızasının yerine gelme sahnesini hatırlarken hâlâ heyecanlanırım. Nasıl tam zamanında gelmişti kız, gelmemiş olsa Luz Clarita uzaklara gidecekti teyzesiyle, kavuşamayacaklardı sonra. İlk başta hep şeytanlık edip sonradan onu seven zengin kızı da kardeşsiz kalacaktı; paylaşmayı, iyiliği, doğruluğu Luz Clarita'dan öğrenmeye devam edemeyecekti. İki aya kalmaz geri bozulurdu huyu.

İşte böyleyken böyle. Dosyayı burada kapatırken, başıma bir şey gelmeyecekse bir yorumda daha Med Cezir adını görürsem kusacağımı belirtmek istiyorum değerli okurlarım. Şahsen The OC'den, Ryan'dan ve o uyuzlar uyuzu Misha Barton'dan hep nefret ettim ve en fakirlerin en kişilikli olduğu her şeyden aynı ölçüde tiksinmek niyetindeyim. Sevgilerimle,

D.G.

8 yorum :

bay ripley dedi ki...

Blog post gibi blog post! Harika! (Senin bir yetimhanenin mudiresi oldugunu dusundum de bu arada... Veya Kizlar Yurdu'ndaki Mudiranim... Ikisi de yakisir D.G'me.)

bay ripley dedi ki...

Blog post gibi Blog post!

Ayrica senin bir yetimhanenin mudiresi oldugunu dusundum de... Veya Kizlar Yurdu'ndaki gibi bir mudra'nim oldugunu... Her ikisi de yakisir D.G.'me dedim sogra.

deniz dedi ki...

kız bunu yazdığım gibi shirley temple ölmez mi. vallahi kime dil uzatsam başına bişey geliyor, meral okay öldü, nejat işler hastanelik oldu. UMARIM SEZEN AKSU'YA BİR ŞEY OLMAZ O_O

Adsız dedi ki...

Blogunda Ay savaşçısını görmek beni duygulandırdı nedense good old days :(
Seni seviyorum Deniz bir daha bizleri yalnız bırakma.

Adsız dedi ki...

Denizim "Kurt Seyit ve Şura" Ne düşünüyorsun ?

Adsız dedi ki...

Aynı şeyi ben söylemek istiyordum bende önce davranmışlar tüh :S
Yanlış hatırlamıyorsam Aylin Akarsu'yu pek sevmezdin Şura'yı da beğeneceğini sanmıyorum ama Kırımlı asker Kuzey Tekinoğlu hakkında ne düşündüğünü merak etmeden duramıyorum..
Sen en cool türk Bloggersın be Deniz kendini bizlerden mahrum bırakma rica ediyorum
With Love
Your biggest fan

Dergi dedi ki...

Paylaşımınız için teşekkürler, kaliteli paylaşımlarınızın devamını bekliyoruz. Kolay gelsin!

Adsız dedi ki...

Sayın Gedizlioğlu yemin ediyorum özlem kusuyorum ya :S
İlla bir okuyucunun çocuğunu kesmesi mi gerekiyor buralara geri dönmen için ?
Eğer sen yorumlamayacaksan tv izlemenin bir anlamı yok.