10 Ocak 2011

Ezel, Döverim Seni.


Yok yaaaa.
Ne demek lan Berrak Tüzünataç? Ne-de-mek???

Bakınız, ben Ezel'deki olayları anlamaya çalışmayı bırakalı epey bir zaman oldu. Onunçün, Berrak Tüzünataç dizide kimdir, niye gelmiştir, dudaklarını hiçbir zaman birleştirmiyor oluşu hangi odaklarca çekici bulunmaktadır (o bi hastalık tamammı), bu konular hakkında malumat sahibi değilim. Sonra Ezel bir ara dönüş yaptığı fakir hayatı kıyafetlerinden o görgüsüz takımlarına nasıl tekrardan geçti, bunu da bilmem.

Ama şunu söyleyebilmek için bunları bilmem lâzım değil kanımca:
SGİGİT lan Ezel ağzını yüzünü dağıtırım senin! Gözünün ucuyla bile bakamazsın o Berrak'a anladın mı! Bak bakiyim alnıma enayi mi yazıyor orda? Sen Eyşan'ı bitiricem diyerek tüm dünyayı arkana kattın, "seviyorum-hayır, nefret ediyorum-ama seviyorum da gibi-ama neylersin be intikam," bu tarz gel-gitlerle beni bu ilişkiye ne kadar destek vermem gerektiği konusunda sürekli kandırdın, sonracıma Ömer'di Bahar'dı derken o kızcağıza da kayışı koparttırdın, yetmedi öz babasını kendi elleriyle öldürsün diye manâsız bir ısrar; ille de öldür-öldür-öldür... Deli oldu çıktı Eyşancım. Ondan sonra neymiş: "İstemem yan cebime koy da dur Berrak'ıma yeni yılda (1) cevapsız çağrı atayım."

Hadi ya? Valla iyi yere dükkan açmışsın Ezel kardeşim sen haa. Ben burada 25 yıllık televizyon izleyicisiyim, böyle kitaba sığmaz bir davranış görmedim. Bir kere şunu herkes bilir ki, bir insana bu kadar çektirmenin dizi ve filmlerdeki kabul edilebilir tek açıklaması, ona hâlâ köpekler gibi aşık olmaktır. Gözümle görmemiş olsam neyse. Dizinin başında bu Eyşan çiçek gibi kızdı ya, bir kumarhane patroniçesine yaraşır elbiseler, saçlar başlar. Dün bir baktım, ağzı bir yana gözü ayrı bir yana kaymış, saçının rengi gitmiş. Sen bizim kızımızı bu hâle getirip sonra öbür taraftaki Özgür Kız'dan hallice Berrak Tüzünataç'a meyledersen, affedersin ama iğrençsin, artı hayvansın. Biz daha o kadar türklüğümüzü unutmadık şükür! 

Finalde geri geleceğim ve şunu aynen duymak istiyorum: "Eyşan, senden ölesiye nefret ettiğim anda bile tapıyordum sana... Seni mahveden de bu aşkın büyüklüğü oldu sevgilim." Bu repliği de başka bir hayvan herif Semra Sar'a söylemişti zamanında. Tanrım kötü kullarını sen affetsen ben affetmiyorum ya neyse, Eyşancığımın mutlu olmasını isterim. Şimdilik bu kadar, tschüss.

2 yorum :

Adsız dedi ki...

Harika yazmışsınız.12 senedir ihanetin alasını yaşamış Ezel, eyşaaan eyşaaaan diye ağlayıp ille de eyşan'ı isterim diye tuttururken birden bu badeye 2 bölümde meyletmesi çok saçma oldu..Keşke bu yazdıklarınızı senaristler de okusalar da bu saçmalığa bir son verseler.

nasil bir sey bakmistiniz. dedi ki...

ya zaten ejder tekmesi miydi yadigar ejder miydi neydi oradan "cok derin" bir hukuklari var ezelle cihangir kizinin. (buralarda bir yerde smiley olmali)