13 Ocak 2011

Muhteşem Yüzyıl'da Halvet


Aaaaaşk kokusu vaaar,
Havadaa aaaaşk kokusu vaar...

Arkadaşlar, sevişten sonra kıza yemek ısmarlıyorsan orada ciddi işler dönüyor demektir, okey de, "yirmi bıldırcın yumurtası" ne abi? İnsan yiyecek yavrum bunu. İsterse gece kırk aygır gücünde sevişmişlik yaşanmış olsun, yine de yirmi (20) be... Neyse, en azından bu kez Şeker Ağa ucundan yumurtanın tadına bakmadı. Size yemin ediyorum, Bıçak Sırtı'nda Nejat İşler'in pis bıyıklarıyla yutkunmasından beri bir insanın ağzından çıktığını duyduğum en iğrenç ses bu adamın yemek yeyişi. Resmen kulaklarım kaldırmıyor.

Hürrem'le Süleyman'ın halvet gecesi sayesinde ileride gerçekleştirmeyi tasarladığım "16. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda Sevişme Sonrası Gömleği" isimli çalışmam için de epey malzeme toplama imkânı buldum. Bu dönemde cariyeler halvet sabahında, geceden diş fırçalarıyla birlikte padişahın odasına getirmiş oldukları, bacakları açıkta bırakan hususi tuvaletlerini giyerlerdi. Padişahın kaftanını üzerine geçiriverme ise ancak Avrupai usullere temayülüyle bilinen Sultan II. Mahmut döneminde ortaya çıkmıştır, saygılar.


O dönemde sevişme müziği olarak ise saray görevlilerinin hazırladıkları karışık CD'ler kullanılırdı. Hadi her şeyi yuttuk da, keman çalmayı da mı Venedikli anandan öğrendin İbraham? Sanırım Osmanlı'da Batı müziğini ilk yaygınlaştıran da sendin, yanlış mıyım?

Bu arada benim sormak istediğim bazı sorularım var:
  1. Osmanlı'da "Sultan" unvanını ismin başına koyunca erkek, sonuna koyunca kadın mı oluyor, niye öyle? 
  2. Tarihin bu döneminde, saray ve kalelerin pencerelerine cam takılır mıydı? Bunu hep düşünüyorum, kışın hava girer yani takılsa iyi olur. Fakat koskoca sarayın penceresinde de doğrama cam düşünemiyorum. Ayasofya mesela, ilk camlar takıldığında kireçle beyaz çarpı atmışlar, siz düşünebiliyor musunuz?
  3. Matrak diye bir oyun gerçekten var mıydı, varıdıysa neden?
Şaka maka Peyker de ne biçim tekmeyi yedi be. Süleyman, tamam padişahsın ama biraz da öküzmüşsün çok affedersin. İki gün odalarda partiledin, hayırlı perşembeyi bile Rus karılara yedirdin, insan bari zevcesinin bir gönlünü alır, yalandan iki gülümser falan, hiiiç. Ama ne yalan söyleyeyim, Hürrem bir buçuk günlük zindan hayatından sonra yataklara düşünce hani Süleyman koşarak geldi, böyle Teletabiler gibi sıkı sıkı sarıldılar da Hürrem yavaşça "Sül-üman..." dedi ya, o biraz içime dokundu.

Basın Odası'nda akşam Ruşen Çakır bence dizi gidici dedi, bence gitmeyici diyorum, sevgilerimle.

6 yorum :

Adsız dedi ki...

evet ay sülü-man dedi flan, kanuni karizmasından ötürü halit ergenç e meylim olmasın? tanrım korusun

iremnur - guzellikolsun dedi ki...

matrak diye bir oyun varmış cidden. diziden önce haberlerde gösterdiler. aslında anlatılan sahne yasanmamıs, öyle bi adam varmıs ama kanuni ile karşılaşmamışlar, tanıtmak için böyle yapmışlar. bu oyunu da savaşa hazırlık olsun filan diye oynuyolarmıs, bileği filan güçlendiriyormus. bi sürü kuralı cıkmıs sonradan, ciddi bi oyun/spor haline gelmiş. :)

Gediz Fisek dedi ki...

D.G. son on yılda televizyonda başımıza gelmiş en iyi şeydir. Bunu bu yazı da göstermezse hiçbir şey göstermez kardeşim, boşuna bakınma. Nokta.

güney dedi ki...

Dizi sayesinde "rapor" kelimesinin 16. yüzyılda ilk kez Süleyman ile İbrahim arasında daha onlar Amasya'da iken kullanıldığını da öğrenmiş olduk.

Dönem kaynaklarına göre devletlü "Suriye valisi ile ilgili raporu hemen masamda görmek istiyorum İbrahim!" şeklinde bağırır dururmuş sarayda.

Bu arada çekimin son saniyesine yetişerek ortaokul kitaplarında öğrendiğimiz şekilde "mağrur olma padişahım senden büyük allah var" ikazında bulunan tebayı da hayırla anıyorum, bizi hayal kırıklığına uğratmadığı için.



(Matrakçı da güme gitmesin bu arada, Kanuni ile sefer ettiği günlerin yadigari eserleri biline, hatta biri şu anda önümde dura)

newly wed dedi ki...

ağzına sağlık çok güldüm.
yalnız hürremi oynayan baayan baya bi katana çıktı. o nasıl dans edememek öyle, ben utandım padişah karşısına geçip bi kıvırıp gösteresim geldi rus kölesine nasıl yapılır diye.

bi de bence bu dizi 1 , mad men 2, şahsı kanaatimce erkekler nasıl elde tutulur, (ya da tutulamaz) diye biz kadınların beynine beynine işliyorlar.
neymiş:
neşeli ol
dırdır etme
yüzünü asma

çocuk mu, sakın!
adamın huyuna suyuna git, eşit gorme kendini

utanıyorum...

Adsız dedi ki...

seker aga ile öpüsmek istiyorum..