26 Mart 2011

Kerim'le 'Okuduğumuzu Anladık mı?'

Bazı şeyleri tekrar gözden geçirmek ister misiniz?
- Ben de unutmak istiyorum... O geceden tek bir saniye bile kalmasın aklımda istiyorum. Her gece, bunun sabah farklı olsun diye yumuyorum gözümü. Ama daha kapadığım anda gözümün önünde. Beynim unutmuyor... Bedenimin... bütün hücreleri hatırlıyor, unutturmuyor. Senin o tam olarak hatırlayamadığın geceyi, ben her saniyesi saatmiş gibi yaşadım...

- Senin bana fiziken... bir kötülük yapmadığını düşünmeye çalışsam bile... ben seni o geceden farklı düşünemiyorum! Kendimi buna zorluyorum ama olmuyor... Olmuyor! Yemin ederim ben de unutmak istiyorum. Yeniden birini sevebilmek istiyorum... yemin ederim. Ben artık, normal bir insan olmak istiyorum! Artık iyileşmek istiyorum... İyileşmek istiyorum! ... Ben de yeniden güvenmek istiyorum! Birine yeniden güvenebilmek istiyorum. Beni yarı yolda bırakmasın... Koşulsuz... ya da her koşulda yanımda olsun istiyorum. 

- Ben seni hiç bırakmayacağım. Hiç!

Ulan, YUH! Kız bu kadar konuştu, konuştu, konuştu, bunu mu anladın allahın ayısı! Te allahım sen bene sabır ver. Sonra bana kızılıyor, neden Kerim'e yükleniyormuşum... Acaba neden. Saçını kestireceğini gördüm. Açıkçası buna biraz üzüldüm. Sırf Kerim'in kötü saç modeli yüzünden bu zamana dek safımda tutmayı başardığım insanlar patır patır dökülür mü acaba diye endişeleniyorum.

Büyük kozumu oynamak için Ebe Nine'nin çıkartılan sahnesini koyuyorum o zaman:


Fuck you Fatmagül'ün Suçu!

11 yorum :

nina dedi ki...

bu noktaya parmak bastığın iyi oldu. 'nalet olsun herif çık git hayatımdan!' ana temalı tiradın orta yerinde, 'ben seni hiç bırakmıycam ki! ehe ehe!' cevabını veren abdül kareem'i duyup 'ökhüüüüüzs!' demiş ve bunu benden başka kimsenin farketmemiş olmasına içerlemiştim.

ağlayanın haksızken acıma duygularını uyandırarak 'daha az haksız' konumuna geçmesine hep gıcık olmuşumdur. vural ve kareem biraderlerin ikide bir ağlaşarak toplumun vicdanını yumuşatmasına tahammül edemiyorum. yine tahammül edemedim diğer sekans da 'o da bir ana' kisvesi altında servis edilen mıstıfa'nın validesinin zırıltısı. her ağlayışında tecavüz haberini duyup 'yazık benim oğlumaaaa' diye böğüren o iğrenç, esmer kadın geliyor aklıma.

hikayenin kadın kötülerine daha tahammülsüzüm. erkek yediği bokun empatisini, matematiğini ne kadar 'melek' olursa olsun tam anlamıyla kuramaz. sadece tahmin edebilir, o da şuuru açık bir bireyse. ama mustafa'nın anası öyle mi? tecavüzü duyduğunda 'vah benim mustafama' diyen bu karıdan gerçek anlamda nefret ediyorum. diziyi fazla ciddiye alan liseli gibi algılanmamak adına 'mustafanın annesinin temsil ettiği zihniyetten nefret ediyorum' diyeyim de karizmayı toparlayalım:)

bu bağlamda ultra kötü mükaddes-sama'yı da 'ama zamanında çok canını yakmışlar, ağladı bi dolu, yazık' diye aklayasım gelmiyor. kareem'e sallaman OK, Orrayt filan ama bunu yaparken hemcinsine en az kareem kadar zarar veren müko'yu yüceltmen bana çok enteresan geliyor. bunu dedim diye bana tüplü tv mi alırsın, evime play station mu kurarsın artık bilmem:)

üstelik bu kadının empati kurması, mustafanın anasının empati kurması kadar zor bir şey de değil. tecavüze uğramamış ama, güvenilen bir erkek tarafından yüzüstü bırakılmanın ne demek olduğunu gayet iyi biliyor. 'eve gelirim ama kimse bana laf demeyecek, imada bulunmayacak' dediğinde istemsiz olarak 'peki ama fatmagülün suçu neydi be kadın? istemediği bir şey yaşadı diye bunca çemkirip yüzüne vurdun' diye düşünüyorum. ve internete girdiğimde tespitlerine hayran olduğum birinin 'o fatmagül de ne çemkirdi, cemile ruhlu sinsi' dediğini görüp şaşırıyorum. ortada yıllar boyunca suistimal edilen bir iyi niyet var, sevgi var. tutup da 'ne yaptın sen?' denilemeyecek mi :)

sen ki bunca mal dizi takipçisi arasında 'bilir misin ednan, bihter seni severdi' tespitini yapabilmiş, şahan gözlü bir yazarsın; kadının kadına yaptığı zulmü nasıl görmezden gelirsin. seninkini bilmem ama benim 'dizi bitince ölsün istediklerim listesi'nin bir numarasında ne erdoğan ne de reşat yaşaran var. bir ve iki numara, hemcinslerine yapılan zulme ortak olan mıstıfanın anası ve mükaddes-sama'ya ayrılmış durumda.

bay ripley dedi ki...

Bu senin dayanamayacagin bir dizi oldu artik DG, bence izleme artik sen, baska seyler izle, Glee'de Gwyneth geri donecek mi filan, bunlari arastir, bizlerle paylas diyorum.

Gerci Ebe Nine sahnesi baya komik. Sezar'in hakki DG'ye.

deniz dedi ki...

valla zaten rast geldim de 15 dakka izledim onda da bunlar oldu, şu resimleri paylaşmamaya dayanamazdım ripley :)

deniz dedi ki...

şimdi nina ben bunu nasıl açıklasam... bunun gibi ahlakçı dizilerde, kötü karakterlere karşı büyük zaafım var. çünkü aslında bu dizlere inanmıyorum. rahmi'nin kerim'e salak gibi her gülümseyişinde, ebe nine'nin kusturucu bilgeliğinde, hepsinde başka sinsi bir şey var: "bir tecavüzdür oldu ama bu mert adam bu kıza sahip çıkmakla çok iyi bir şey yapıyor, aile de aile." sıçayım ailenize. bu gerizekalılar sürüsünden ayrı durabilen bir tek mukaddes varmış gibi hissediyorum. yaptığı kötülüklerin bir kısmını da ece-melek'in diğerlerini yüceltmek için yaptığı ucuz numaralar olarak yorumluyorum.

yani ben aslında mukaddes'in yaptıklarını değil karakterini seviyorum, bunda da ısrarlıyım. sevgilerimle.

Z.eCe dedi ki...

öncelikle tövbe yarebbim o nasıl fotoğraftır öyle sayfayı açınca korktum bu kim diye.fotonun üstünde hususi mi oynadın, rengini kararttıp bişey yapmışsın adamın pürüzsüz teni haritaya dönmüş..bu karalama politikası gittikçe çirkin bir hal almaya başladı :)


''yani ben aslında mukaddes'in yaptıklarını değil karakterini seviyorum, bunda da ısrarlıyım''
bu resmen kıvırmaktır..Mukaddes ki bu kadının Fatmagüle etmediği kalmamış, çocuk yaşta kızı mandırada çalıştırmak için okulundan etmiş, sen kalk kızın bütün hayatını çaktırmadan elinden alan kadına toz kondurma sonra garibim Kerimo'ya ver kalayı ver sopayı.. sizdeki bu anti-Kerim aleyhtarlığının altında başka manalar aramaya başladım artık.
Korkarım geceleri, "Kerim'de hakikatli adam aslında..." deyip gülümseyerek yorganlara sarılıyorsun DG !

deniz dedi ki...

iyicene delirdiniz ha, günün o en tatlı anında kerim gibi bir hayvanın adını ağzıma almak için beynime 500 volt elektrik yemiş olmam lazım.

deniz dedi ki...

mukaddes hepinizin ağzını kırar!

Adsız dedi ki...

ya ben bu bölümü hiç izlemedim henüz o yüzden kerime küfretmiyim diyodum ama tutamıycam kendimi o nasıl bi el ya?? başkasının eli mi yoksa? çilekeş kadın eli gibi parmağında da yüzükle. allah cezasını versin gözyaşlarıyla da süslenmiş şaptı şeker olmuş.valla hayattan soğudum.şu caps seçimi konusunda kendini aşıyosun artık deniz g. yapma bunu, yapma bunu!

"mukadesin yaptığı kötülüklerin bir kısmını da ece-melek'in diğerlerini yüceltmek için yaptığı ucuz numaralar olarak yorumluyorum.
yani ben aslında mukaddes'in yaptıklarını değil karakterini seviyorum."

anlıyorum ben artk seni deniz g'cim, bu işler hile hurda hep. zaten fatmagül de tutarsız. o kerim itinin "boşanmıycam. seni bırahkmıycahm" dediği yerde ben olsam ayağıma terlik bile geçirmeden yemyeşil kırlara koşar, yorulana kadar koşup, yeterince uzaklaştıktan sonra "beni bulamasın... beni bulamasın.." diye titreyerek bi köşeye büzülür nöbet geçirirdim heralde. ve beni soranlara görgü tanıkları en son yol kenarına istifra ederken gördüklerini beyan ederdi.
ama fatmagül bu lafı duyunca soğukkanlılığını koruyabilmiş, dahası gece "yorganına sarılırken" gülümsemişti. şimdi gene "olması gerektiği" gibi hissetmeye başlamış. sanırım senaristler buraları okuyo ve "aşırıya kaçtık, vakti gelmemiş henüz" diyolar haliyle.
eh aynısı muko için de geçerli haklısın.altın kalpli tecavüzcüler kadar o da kurgu ve keyfî yazılmış davranışları üzerinden gerçek yargılarda bulunamayız...

-Joo

deniz dedi ki...

ya Joo beni bu konuda en iyi sen anlıyosun yeminle. kötüleri sevebilirim, yeter ki evet kötüyüz desinler.

bu arada bütün post'u sırf o resmi koyabilmek için yazdım tabii ki. televizyonda gördüğüm an dedim ki, allah bunu hemen bilgisayardan yakalamam lazım. çok izlemiyorum artık ama icraatlerim sürecek :)

Adsız dedi ki...

aradan bu kadar zaman geçmiş başka bişey arıyorken tesadüfen geldim buraya...

izlediğinden anladığını, yuh, öküz, caz cuz diye yazanlar bu kadar süre sonra söylenen bu isteklerin altında aslında Fatmagülün GÜVEN ihtiyacı olduğunu, bununda Kerim tarafından anında anlaşılıp Güvence olarakta "Ne olursa olsun seni HİÇ BIRAKMIYCAM" şeklinde kendisine verildiğini sanmamki idrak etmiş olsunlar...

kaşa göze, saça başa bakınca bunlar görünmüyor tabi...

deniz dedi ki...

ben idrak edemedim mesela, kardeş kusura bakmıycan.