16 Mayıs 2012

Ne Pozlar Bunlar Kalinda Hanım?


Piyuuuh... 
Ayol aklıma özürler geldi Kalinda, bu ne haller, nasıl bir cool'luk, çılgınsın men! (Behlül gibi düşün )

Sizinle daha önce The Good Wife dizisinden bahsetmiş miydik? Niyet etmiştim de lafın ucunu bulamadım galiba. Bir oturuşta kaç bölüm varsa bitirttiriyor namıssız, o yüzden. Hatta illegal video indirme faaliyetleriyle iştigal ettiğim gerekçesiyle bir Amerikan iletişim şirketinin hukuki departmanından uyarı almışlığım da var. (Burcu burcu Türkiyem...) Niyeti olana mani olamazsınız ki. 


”Arka Sokaklar gibi tek bölümde çözülen diziler” türünden, böyle avukatlar, hakimler, yargıçlar arasında pisliğin şerefsizliğin kol gezdiği, hoş bir dizi. Gerçi başroldeki Good Wife tabir edilen Alicia Florrick'in cevval bir avukat, fakat aynı zamanda ne kadar da müşfik bir anne, hatta anaçların başkanı olma kapasitesi bazen kusuntu getirse de, olsun, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında beni ayakta tuttun Good Wife, hakkını yiyemem. Alicia aslında sen de yine iyisin hoşsun da, senin ceylan gözlerinle butlu kollarının hatırına değildi tamam mı. Seni telekızlarla aldatıp da gazetelere düşüren savcı kocandan bir türlü boşanmaya cesaret edemeyip bir yandan Will'le yaşadığın yüzyılın aşkı bu diziyi götürmeye yetmezdi inan. Bullşit! Benim bir idole ihtiyacım vardı anlıyor musun? 

KALINDA SHARMA
Kalindacığım... Eyvallahı olmamanın gerçek adresi. İşini iyi yapan çalışkan insan ekmeksiz kalmazmış, bunu Kalinda'dan gördüm ve ben de derslerime sıkı sıkı sarıldım. Dr. House gibi kof bir karizmadan bahsetmediğimin bilhassa altını çizmek istiyorum. Kibar, hanım bir kızdı, gereksiz çıkışlarını görmedim hiç. İnsan olana insan gibi davranırdı, AMMA protein tozuyla kas yapmış öküz bir Amerikalıysanız arabanızın camlarını da indirebilir, yapmışlığı vardır. Bir de o tekilaları ne güzel yuvarlıyordun bebeğim ve ayrıca Alicia'yla kurduğunuz o seviye ve sarkazm dolu dostluk da çok hoşuma gidiyordu. Onun o ayı kılıklı kodaman kocasıyla bir tarihte yatmışsın diye seni düşman bellemesine öyle üzülmüştüm ki.


Bu mutluluğun çok uzun süremediğini hissettiniz sanıyorum değerli okurlar. Öncelikle, Kalinda sanki lezbiyenmiş gibi yaratılan fakat uzunca bir süre tam da aydınlatılmayan esrarlı havanın, evin istenmeyen oğlu Cary Agos'la gözyaşları içinde sevişilmesiyle son bulması beni biraz hayalkırıklığına uğrattı açıkçası. Kiminle yatıp kalktığına bir diyeceğim yok, peki ama kadınlarla girdiğin bütün o münasebetlerde görmeye alıştığımız yatak odası sesiyle icra edilen laf cambazlığı adeti'ne ne oldu Kalinda? Neden tüm duygusallık ve insanlıklar Cary'ye kısmet oldu? Kadınlarla takılıp erkeklerle sevgili olmaca usulü biseksüellik? Ona da âmenna ama. Neden yani?

Ama o da değil. Son bölümde bi olaylar oldu, Kalinda'nın zilyonlarca eski defterinden biri açıldı, (çünkü onun gizemli bir geçmişi var, okey?) bu sefer ciddiydi herhalde ki neyi varsa bir çantaya doldurup ortalıktan kaybolmaya niyet etti ve böylece ilk defa Kalinda'nın yaşadığı evi görmiş olduk.


Allah cezanı vermesin Kalinda o nasıl ev be yavrum? 

Beyaz bir yatak, birkaç beyaz çekmece ve tek bir beyaz koltuk; fazlalık yapacak hiçbir şey yok. Aynı şekilde beyaz birkaç vazo ve yine beyaz o tuhaf şekilli aynayı saymazsak. BUNUN ADI STİL... Adeta Kalinda'nın karanlık geçmişiyle bir kontrast! Buna karşılık dolaptan çıkan valiz tabii ki asker çantası. Bir de çantaya deri montlarını ve paralarını doldurudu doldurdu da, üstüne bir deste turuncu defter koymaz mı! Hep elinde gördüğümüz turuncu defter. E ama sen resmen gidip aynı defterden deste deste almışsın Kalinda? Moleskine'in yeni reklam yüzü olmuşsun, çok bir matahmış gibi? Ben de sanıyorum ki benim gibi bir defteri zor bitiren bir insansın. Tabii, biz normal insanlar üzerinde koca koca ”Novartis,” ”Lustral,” ya da işte ”Arıteks Boyacılık” gibi şeyler yazan eşantiyon defterler kullandığımızdan böyle ince fikirli olamıyoruz. Notlarımız dağınık dağınık oluyor, kusurumuza bakma! 

Hayal kırıklığımı anlatamam size. Şu hareketlere bak... Kendine güveni olan insan hiç böyle dandik numaralarla uğraşır mı, Kalinda sen ne yapıyorsun allahaşkına. Bir marka mı olmak istiyorsun acaba, ”Kalinda Sharma: Onun turuncu defterleri vardır ve parkelerin yankısından evinde durulmaz.” Hayır, en çok bu pozları akıl edecek vakti harcadığına şaşırıyorum. İşi başından aşmış bir insansın, şirkette ağzını açan Kalinda diyor, ne ara gittin de o aynayı aradın buldun? Öğle tatilinde Chicago'nun dekorasyon mağazalarını mı dolaştın, ne yaptın?

Ya belki de fesatlık ediyorum. Kız belki de 90'larda slow klip çekimlerinde kullanılan bir stüdyo daireyi kiralamıştı ve hiç içindeki eşyayla filan uğraşmadı. Defterleri de kolaylık olsun diye tek seferde alıvermiş olsa? Öyle mi oldu Kalinda, öyle mi oldu canım? Sana inanıyorum, hıhım.

Bazen düşünüyorum da, belki de insanı hep kandıran bu yalancı dünyayı bir kenara bırakıp Arka Sokaklar'ı izleyerek arınmalıyım. En azından o insanı hiç hayal kırıklığına uğratmıyordur bence. Ayrıca sonuçta bir gün o da ekranlara veda edecek. İnsanın bir kenarda 5-10 tane turuncu defteri olmalı. Esenlikler diliyorum sevgili okurlar, sizin de yıldızınız parlasın!

Hiç yorum yok :