KÜÇÜK SIRLAR İzlerken Neden Bileklerimi Kolonyayla Ovdurdum?

Eveet, n'olmuuş? "Gossip Girl'ün yerli versiyonu" davası ilk bölümden patlamış ölmüüüş... NBC sözüm sana: İzin vermedin, "Yerli Gossip olabilemez" dedin, güçlüyüm sandın ama ne oldu, ha? Ortalık iyice karıştı. Ben bunun neresinden tutsam şaşırdım kaldım vallahi. Madde madde gidiyorum:

MADDE 1: SERENA DEDİK KIZIM SELENA DEMEDİK

Gossip Girl'ün ilk bölümünü hatırlayalım: Bir yıldır ortalarda gözükmeyen meşhur Serena Van der Woodsen, bir gün Louis Vuitton çantasıyla ansızın tren istasyonunda ortaya çıkıverir. Bir yıl önce kaçar gibi yatılı okula gitmiştir, çünkü kabahatlidir, çünkü gerçek bir erkek düşkünü olduğu için en yakın arkadaşı Blair'in ta anaokulundan beri çıktığı sevgilisi Nate'i bir partide ıssız köşelere çekmiş, ikisi gündüz gözüyle sevişmişlerdir. (Güneş batmadan da yapılmaz bu meret ama neyse.) Nate biraz itiraz edecek gibi olduysa da Serena şuh bir şekilde "Şşş..." diyerek olaya noktayı koymuştur. Bizler ise bu dejenerelikleri asla yadırgamayız çünkü biliriz ki gencecik kız daha öğlenden küfe gibi sarhoştur. İşte böyle bir insandan söz ediyoruz. Olay sadece hayvan gibi uzun boylu ve sarışın olmak değil yani sayın Sinem Kobal. Biraz da aksiyon gerekiyor. Hem bir kere de eğlenceli oluversen ne olur; her zaman ölümüne sıkıcısın. Tamam senden Serena'nın yatak performansını göstermeni beklemiyoruz ama nasıl yani, "Kız kimseyle çıkmıyor???" Serena Van der Woodsen'ın çakması hakkında nasıl bu şekilde bir dedikodu yapılabilir, ölümü gör bana açıklamazsan. 

MADDE 2: BLAIR'E NE OLDU?

Blair Waldorf, esasen The O.C.'deki Summer'ın çok başarılı bir şekilde upgrade edilmiş versiyonudur. Gossip Girl'in akıllı kadın karakterleri olarak bir Blair'i bir de Serena'nın annesi Lily'yi sayarım. Blaircağızım aynı zamanda Yukarı Doğu Yakası'na aşkla bağlı, gerçek bir prensestir. İçlerindeki en makul kişidir bu bakımdan. Bir kere olsun zenginler zengin ve fakirler de fakir değilmiş gibi numaralara yattığını görmedim. Doğrudur, Serena'yla ilişkilerinde sınır tanımayan bir gaddarlık mevcut. Ama bunun birbirlerini çok sevdiklerinden olduğuna dair inancım tam. Peki bizim Tims Production'dakiler oturup şöyle mi dedi acaba: "Bu Blair çok iyi ağbı biz bundan iki karakter çıkartırız." Hangisi Blair oluyor şimdi bunların karar veremedim:

Ayşegül

Tip desen olmuş, entrikacılık desen o da tamam. Yanında gezdirdiği kızlara kan kusturmak da var. Fakat bu Ayşegül Sinem Kobal'ın en iyi arkadaşı olacağına, onu çekemediği için kuyusunu kazan basit bir kötü kız. Annesi de hiç zengin değil; zengin bir adama yamanmış balık etlinin teki. Sonra, Ayşegül Ali'yle üç yıldır "takılıyormuş." Bunun altı dizide toplam 15 kere filan çizildi, sanırım Ayşegül'ün bir orospu olduğuna ikna olmamız isteniyor. Küçük Sırlar'ın gene en iyi karakteri olmuş da, ne bileyim, bu yeterince "asil" değil be dostlar.


Arzu
Sinem Kobal koskoca bölümde bir tane doğru laf etti, onu da kötü bir oyunculukla söyledi ama olsun. Bu kıza "Ama sen- (burada es ver) küçük bir yılansın." dedi. Nasıl sinsiiğ, nasıl kıskaağnç, nasıl hinoğluhin bir insan, böyle şey olur mu ya? Dizide Serena Sinem'in en yakın arkadaşı güya. Annesi de aynı Blair'in annesi'ne benziyor. Ama böyle ezik Blair'lik olmaz olsun, zaten kulakları da çirkin... Blair de ilk bölümlerde Serena'yı annesinden birazcık kıskanmıştı ama bu Arzu direk havuzda boğacaktı kızı, O-HA. Ya biraz ölçülü olun kardeşim allah rızası için. Zaten Türkiye'de gençlerin hayatı ortalama bir sıkıcılıktayken gençlik dizilerinde neden hiç durmayan bir adrenalin ve heyecan var, biri bana izah ediversin. Eziğin de sinsisinden korkulur vallahi, bu seni bugün havuzda boğamazsa yarın götürür ormanda jiletler, uyarıyorum Sinem Kobal. Televizyon kariyerin boyunca beni hep mutsuz ettiysen de şu yılan tarafından doğranmayı haketmiyorsun bence.


MADDE 3: ESAS KIZ İÇİN İDDİAYA GİRMEK - BU DUYDUĞUM EN ORJİNAL FİKİR 
Bizim efendi, düz ve sıkıcı çocuğumuz Nate Archibald zengin piçi Ali'ye dönüşmüş ve bunlar şimdi "Çet"le (Çetin) iddiaya girdiler. Ali, Sinem Kobal a.k.a Su'yu yatağa atabilirse Çet'in arabasını alacak. Evet dostum, bu müthiş fikri bulandan allah razı olsun. Gossip Girl'den bile heyecanlı oldu şu an her şey. 

MADDE 4: BU GENÇLER NEDEN DÜNYANIN EN İYİ GİYİNEN İNSANLARI DEĞİL?

Hadi belki "Türkiye'de gideri olur" dediniz, ama kardeşim Aşk-ı Memnu'yu da mı görmediniz? Gossip Girl bu bebeğim? Her bölüm karakterlerin giydiği kostümler kapış kapış satılan bir dizi. Hayır ben tüketim çılgınlığına asla destek vermem, ama zenginlerin kötü kalpli, pujt ve orospu çocuğu olmaması için çok güzel giyiniyor olması gerektiğini size ben mi öğreteceğim?

Yaani... Bir çaba olduğunu görebiliyorum. Fakat Sinem Kobal'ın yakasına dandirik bir kurdela iliştirmek tarz olmaya yeter mi, çekici olması gereken dizüstü çorapla öğretmen çorabı arasında kim bir bağlantı olabileceğini düşündü, Ayşegül'ün kolları kesilmiş gömleğinin okul çıkışında basket maçı yapan liseli kızı hatırlattığını düşünen bir tek ben miyim, bunlar cevaplanmayı bekleyen sorular. Fakat şimdi bu soruları bir kenara bırakıyorum ve size belgelerle geliyorum. Daha da konuşmam.

Daha ne yılanın başı turizm imparatoru Bart Bass'in göbekli, kel bir Türk babasına dönüşmeşine, ne de Facebook'a ısrarla "Feys" denmesine değinebildim farkındaysanız. Ama ben de yoruldum yani sevgili okurlar. Neyse, çıkardım hıncımı bitti. Bundan sonra Gossip Girl'le Küçük Sırlar arasında bir bağ olmadığını kabul edicem, ona göre konuşucam. Hatta konuşmayacağım. Eylül'de Gossip Girl başlıyor kızım size mi kaldık, hoşt.