SOFRAMIZ, Ayırdılar Bizi Aşkım :(

Lanet olsun O'nu seviyorum... 

Hele bu güzel Ramazan ayında, tam da ekranlar ona yeniden kavuşmuşken bırakıp gitmek var ya, çok koyuyor be dostlar. Burada Tucson'da bazen bir rüzgâr eser gibi aklıma düşüyor; acaba şimdi nerededir, Isparta'da mı, belki de Malatya'da? Korkarım yaktıracaksın sen bana bu mastırı Soframız Gizem!

STİL...

İnanın ben daha önce krepe saçın, dizin azıcık üstündeki etek boyunun ve kalın topuklu ayakkabıların bu kadar yakıştığı bir insan daha görmedim. Kızım bu dünyaya bayramda akraba ziyareti yapmak için doğmuş. Sütlü madlen çikolatayı kutudan alıp da dilinin ucuyla şöyle kibarca ısırıverdiğini görür gibiyim. Gelgelelim insan evladı çiğ süt emmişliğiyle yine şaşırtmıyor... Soframız'ı YouTube'dan izleyebilir miyim acaba diye aranırken "Gizem Soysaldı Vucudu Saran Elbise" başlıklı bir dizi video gördüm, vallahi beynimden vurulmuşa döndüm. Şu tertemiz yüze bakıp nasıl böyle şeyler düşünebiliyorsunuz, pes.

HER EVİN KIZI...
Gizemciğim, içindeki bu "en küçük gelin" hiç ölmesin, bunu senden rica ediyorum. Canım. Hemen kadınların koluna girer, beraber alışverişe giderler. Gizem her şeyin fiyatını tek tek sorar, yani "bakın ev ekonomisine önem veririm" demek istiyor. Evde bir küçük varsa maşallah'ını eksik etmez, ailenin yaşlısı varsa "nineciğim!" der, onun da koluna girer; çünkü önce sevgi, sonra da saygı olmak üzere Gizemciğim akrabalıkta iyi geçinmenin formülünü en güzel şekilde çözmüştür. 

Gizem'in konuk gittiği kadınlardan bekar oğlu olup da Gizem'i gelin almayı hayal etmemiş biri O-LA-MAZ. "Gizemciğim, ışıl ışıl gözlerin, ne güzel!" "Sağol Funda ablacığım, ama senin de öyle?" Halbuki Funda ablasının gözü normal bildiğin göz, öyle de iyi niyetlidir yazık. Yemekleri beraber pişirdikten sonra sofrayı da mutlaka Gizem kurar. Evin başka bir kızı, gelini falan olsa bile Gizem özellikle masa örtüsünü asla kaptırmaz, biz de biliriz ki bugünlük bu evin kızı bizim Gizem'imiz.

NEREDE O ESKİ İFTARLAR GİZEM?
Her şey bir yana Gizem'in en sevdiğim özelliği, geleneksele olan düşkünlüğüdür. İzmirli, Siyasal Bilgiler mezunu bir kız, ne ara böyle oldu hiç bilmiyorum ama mesela Gizem'e Ramazan demeyegör... Hemmen anlatmaya başlar; "Ne sıcak etkiliyor insanı ne başka bir şey, değil mi ablacığım?" Ya öyle Gizem, öyle balım. Hep eski Ramazan'ları konuşmak ister, mutlaka "Eşinizle nasıl tanıştınız Mürvet Ablacığım?" diye sorar, gerekli yerlerde "aa!" der, "oo!" der, büyüklerin hikâyelerini bir masal gibi dinler biriciğim.

Halit Ergenç'le bir tatsızlıktır olmuş, şimdi burada konuşmak istemiyorum. Fakat ileride hayırlı birini bulup evini kurduğuda mükemmel bir ev hanımı olacağından hiçbir şüphem yok Gizemcim. Niye biliyor musun? Çünkü sende bol malzeme kullanma merakı var. Dikkat ediyorum her seferinde ev sahibine sorup teyit alıyorsun, fıstığı, cevizi, tereyağını bol koyacağımızın altını özenle çiziyorsun. Malzemeyi bol koyanın sırtı yere gelmez, o en iyi hanım olur, en güzel yemekler onun olur. Light pişirmekten kaçınırsan her zaman sen kazanırsın Gizemciğim, böyle devam!

Pazartesi Konya'ya gidiyormuşsun, kulağıma geldi. Kuşbaşı etler ve kalıp kalıp yağlar arasında yaşatacağın coşkuyu hayatta kaçırmam, ne olursa olsun izleyeceğim. Hayırlı akşamlar canım, haydi kendine iyi bak, herkesi ellerinden öp benim için.